Kolesistektomi sonrası safra yaralanmalarında klinik bulgular; asemptomatik enzim yüksekliğinden, septik komplikasyonlara ve tam obstrüksiyona kadar değişen spektrumda olabilir. Karın ağrısı, ateş gibi nonspesifik semptomlar olabileceği gibi kaşıntı, sarılık, direnden biliyer içerik gelmesi, lokalize sıvı kolleksiyonu, safralı asit gibi yaralanmayı doğrudan düşündüren bulgular da olabilir.
Kolesistektomiden sonraki yaralanmaların %10'u cerrahiden sonraki ilk 1 haftada bulgu verirken, hastaların %70-80 kadarı geç bulgu verir. Bu geç bulgular 6-12 ay, hatta yıllar sonra bile olabilir.
Safra yolu yaralanmaları için çeşitli sınıflamalar vardır. Ancak endoskopist için 2 temel grup vardır:
- Major biliyer yaralanma olmadan oluşan safra kaçağı (Sistik kanal veya Lucha kaçağı),
- Safra kaçağı ile beraber veya safra kaçağı olmadan safra yolu darlığı.
Kolesistektomi sonrası yaralanmayı düşündüren klinik bulguların varlığında yapılacak ilk tetkik ultrasonografidir. USG, safra yollarındaki dilatasyonu, safra yolu taşını, darlık seviyesini gösterebilir. Biloma ve asit gibi kolleksiyonları gösterebilir.
USG'den sonra bize yardımcı olabilecek yöntem MR/MRCP'dir. ERCP'ye göre MR'ın üstünlüğü tam tıkanıklığın proksimalinide gösterebilmesidir. MRCP''nin dezavantajı, safra kaçağının lokalizasyonunu göstermedeki kısıtlılığıdır.
Safra yolu yaralanması olan hastalarda özellikle erken dönemde hem tanı hemde tedavi amacıyla kullanılma potansiyeli nedeniyle doğrudan ERCP tercih edilmelidir.